Devrimci Mustafa sonsuzluğa uğurlandı

Uzun yıllar görev yaptığı Cağaloğlu Anadolu Lisesi´nin proje okul kapsamına alınmasının ardından başka bir okulda görevlendiriltikten sonra geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşama veda eden Mustafa Turgut, Ereğli´de son yolculuğuna uğurlandı..

Aynı zaman da Eğitim Sen sendikası yöneticisi olan Turgut´un cenazesi bu sabah saatlerinde kardeşi Hasan Turgut, yakınları, arkadaşları ve eğitim emekçileri tarafından Ereğli Safa Camii morgundan alınarak defnedileceği Pınarcık Köyü´ne götürülmek üzere cenaze nakil aracına koyuldu.

Pınarcık Köyü´nde kılınan cenaze namazı ve düzenlenin törenin ardından Turgut´un tabutu omuzlar üzerinde taşınarak defnedileceği köy mezarlığına getirildi.

Eğitim Sen ve Eğitim İş sendikası üyesi öğretmenler başta olmak üzere çok sayıda öğretmenin, çalışma ve mücadele arkadaşlarının, öğrencilerinin, yakınları ve çok sayıda seveninin hazır olduğu defin töreninin sonunda cenazeye katılanlar ellerindeki karanfilleri Turgut´un mezarına bıraktı.

ÖĞRENCİLERİ ŞİİRLE UĞURLADI

Turgut´un cenazesini almak için sabah saatlerinde Safa Camii morguna gelen kardeşi Hasan Turgut, ağabeyi için öğrencileri tarafından kaleme alınan bir şiiri basın mensupları ve sevenleriyle paylaştı.

Şiir şöyle:

KUŞ GİBİYDİ

Mustafa Turgut on yaş büyük abimiz, on yaş küçük kardeşimiz gibiydi.

Mustafa Turgut, rezervasyon yapandı.

Mustafa Turgut, tek kadehte sarhoş olandı, anasondu.

Hocapaşa pidecisiydi.

Hacıbozanoğullarında çay içendi.

Çay doldururken elleri titreyendi.

Hasta öğrencileri için adaçayı getirendi.

Vicdandı.

Sırtımızı rahatça dayadığımızdı.

Sırdaştı.

Dikkatlice dinleyendi. Tavsiye istenendi.

İnsanlara hızlıca güvenendi.

Hayvan severdi.

Kirasını ödemek yerine kedilerine baraka yapana.

Hayattı.

Öğrenci sevgilisiydi.

Öğrencileriyle sayı oyunu oynayandı.

Sınıf defterinde ders konusuna ´´uzun eşek´´ yazabilendi.

O kadar sevilirdi ki, diğer öğretmenler kıskanırdı.

Öğretmenlerin, olmak istediği öğretmendi.

Uğurlanırken göklere uçurulandı.

Ama edebiyat öğretmeni gibi değildi.

Edebiyatı, çok sevecek insan yetiştirendi.

Tek başına üniversiteydi.

Çok para ya da çok güç sahibi olmayı başarı saymazdı.

Başarı, çay kaşığının ucuna vurup bardağın içine sokmaktı.

Sigara külünü biriktirip masanın ucundaki kül tablasına basket atmayı başarı sayardı.

Eserleri öğrencileriydi, siyasi mücadelesiydi.

Sendikacıydı, devrimciydi.

Yanlışa dik dururdu.

O sebeple hayatı çok zor oldu.

Ama bunu kimseye belli etmemeye çalışandı.

Kim zora düşse, yardımına koşandı.

Büyük adamdı.

Sürgüne gönderildi.

Günde 5 saat yol çilesi çekti, kalbi yetmedi, öldü..

Onu sürgüne yollayanlar öldürdü.

Ne kinlendik ne öfkelendik.

Mustafa Hoca öğrettiği dinginlikteyiz.

Kötülük kapkaranlık

Biz bembeyazız

Güçleniyoruz.

MUSTAFA TURGUT´UN ÖĞRENCİLERİ