Sezer: ´´Kenti yönetmek isteyenin, kenti büyütecek projesi olmalı´´

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Karadeniz Ereğli Şubesi Başkanı İbrahim Sezer, Demokrat FM´de yayınlanan Kara Tren programına konuk oldu.

MÜSİAD Ereğli Şube Başkanlığı görevini yürütmekte olan, önceki dönemlerde Ak Parti´den Zonguldak´tan milletvekili aday adayı olan inşaat mühendisi İbrahim Sezer, Demokrat FM´de yayınlanan, Şenol Azman´ın sunduğu Kara Tren programında bölge ekonomisi ve siyasetindeki son gelişmeleri değerlendirdi.

Programda Azman´ın sorularını yanıtlayan Sezer´in sorulara verdiği cevaplar özetle şu şekilde:

1967 Ereğli Serintepe doğumluyum. Liseye kadar Ereğli de okudum. Eskişehir´de inşaat mühendisliği okudum. 95 yılından beri Ereğli deyim daha önce Ankara Eskişehir´de iş deneyimim oldu. Şu an bir proje ofisim var. İnşat işleri devam ediyor. Babam TTK emeklisi annem bir köy kadını. 20 yıllık evliyim. 3 çocuğum var. 2 oğlum bir kızım var. Eşim de ziraat mühendisi şu an ev hanımı.

MÜSİAD nedir?

MÜSİAD 1990 yılında kuruldu. Dünyada 65 ülkede 185 şubesi var. Türk dünyasını ihracatla tanıştıran, motive eden bir dernek. Türkiye´de istihdam ve üretimde önemli bir yere sahip. Yapılan fuarlar, ikili ilişkiler üyelerimizin başarısını tetikleyen faaliyetler. İmalat noktasında stratejik ürünlerde önemli bir rolü üstlenmiş durumda.

MÜSİAD´lı olmanın kriteri nedir?

Bize müracat eder sanayici. Ya da müracata bakılmaksızın belirlenen üye adayımızı tespit ederiz. Teşkilatlanma komisyonumuz, bu arkadaşları kazanmayı hedefler. Müracatlardan sonra belli bir süzgeçten geçirilir, komisyonumuz karar verir.

Tabi daha çok yakın dünya görüşünde insanlar daha çok üye olur. Yoksa alkol alanda, almayanda veya çok farklı yaşam felsefesi olanlarda üyemiz olabilir ama onlar daha çok bizi tercih etmez.

MÜSİAD ve TSO

TSO Ereğli´de önemli bir kurum. Şehir, ekeonomi, siyaset açısından. MÜSİAD´ın da buna kayıtsız kalması mümkün değil. Üyelerimiz de zaten oralarda oluyor. Bu dönemde de olacaklar. Tüm MÜSİAD üyelerinin hep beraber bir yerde, bir grupta aday olması doğru olmaz. Arkadaşlarımız arzu ettikleri gruplarda adaylarla birlikte davranıyorlar. Bu doğal ve normal bir şey. Ama anlayış olarak her hangi bir kişiyi destekleme gibi bir tavrımız kararımız yok. Kurum olarak hiçbir adayın arkasında değiliz. Şahsi olarak hepimiz birilerini destekleyebiliriz. Bir adayı desteklemek değil de bir yönetim veya başkan çıkarabilir miyiz diye bir çalışma yaptık. Ama mümkün olmadı. Dolayısıyla arkadaşlar kendilerine göre adaylarla davranıyor. Şu an her grupta da arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızdan şu an başkan adayı olarak çıkan yok. Abdülkadir Çınar arkadaşımız Sertan Yalçın´ın grubunda. Ben başkan olmasını isterdim Ama aday olmadı. Değerli bir arkadaşımız, dostumuzdur. Ama aday olmadı. Belki de kendisinin bildiği bir şey vardır. Kendi tasarrufu saygı duyarım. MÜSİAD da da yönetimde yer aldı. Başkan yardımcısı olarak katkısı çoktur. Ama başkan olmadı. Belki kendisini bu tarzda daha verimli buluyor.

Biz Faruk Yazıcı Beyi ikinci bir alternatif olarak düşündük. Ama o da olmadı. Çünkü her iki arkadaşında kendilerine göre ayrı çalışma grupları var TSO´da bu nedenle grup kararlarına göre hareket ettiler. Bizim arzumuz bizden bir arkadaşın olmasıydı ama olmadı.  Tabi yönetimi alsaydık, herkes bize tabii olacak diye bir yaklaşımımız olmazdı. Herkesin daha önceden gelen ilişki diyalogları var ve şekillenme buna göre oldu.

Bu dağılım bir taktik mi?

Öyle art niyetli bir planımız yok. Yapacağımızı herkesin duyacağı şekilde söyleriz. Yönetimi istedik ama olmadı. Netice de herkes kendine yakın grupta yer aldı.

Grupları muhafazakâr veya liberal diye de ayrıştırmak doğru eğil. Her grupta farklı isimler olabilir. Netice de burası Ereğli´nin TSO´su. Her açıdan fikir üretecek destek verecek arkadaş olmalı. Ama kesinlikle biz gruplara dağılalım tarzı bir kararımız yok.  Seçilen başkan adaylarıyla biz yolumuza devam ederiz. Bir planımız yok.

MÜSİAD Ereğli ekonomisindeki geriye gidişi durduracak mı?

OSB de boş parsel yok ama yatırımını tamamlayamayan yatırımcılar var. Tersane hadisesinde ise… Çekiç sesi neden yok? Global bir kriz yaşandı. Tersanecilerin yoğun bir mücadelesi var. Ama ben artık tersanelerin tersanecilikle ayağa kalkacağını düşünmüyorum. Son bir yıldır Türkiye´de savunma sanayinde gelişme var. Stratejik ürün üretiminde açık ve beklenti çok fazla. Tersaneler bölgesi bu konuda bence önemli bir fırsat. Deniz dolgu alanları eskiden sadece tersane ve ulaşım olarak kullanılabiliyordu. Yeni yasayla sanayi bölgesi olarak da kullanılabilir. Bizim tersane bölgemiz bu açıdan hazır bir yer. Liman olarak da kullanılabilir. Bu bir artıdır. Başka yatırım da yapılabilir. Bunun üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor. Bunu mutlaka gerekli yerlere taşımalı gündemleştirmeliyiz. Liman özelliği var ve her türlü üretim parkuru var. Hep beraber buralara bir şey yapmalıyız. On yıldır bir şey yapılmadı ama artık geriyi sorgulamak doğru değil. Önümüze bakmalıyız. TSO da bu konuda ufuk açıcı bir yönelim içinde olmalı.

MÜSİAD olarak biz sanayi bakanlığıyla da stratejik ürün üretiminde bir çalışma sürdürüyoruz. İnşallah bölgemiz de bu gelişmelerden payını alacaktır.

Eğitimle ilgili bölgesel çalışma var mı?

Bu sene 22.´sini yapacağımız başarı ödül töreni var. Bu her yıl yapılıyor. Okullar kapanmadan bir hafta öncesinde lisen mezun olan Ereğli ve Alaplı´daki başarılı öğrencilere altın hediye ediyoruz. Bu motivasyon amaçlı bir çalışma. Bizim sanayici olduğu kadar perakende ve pazarlamacı üyelerimiz de var. Bu tür okullardan mezun olan öğrenciler üyelerimizin işlerinde çalışıyor. Biz burada da böyle bir sınıf oluşturabilir miyiz dedik. Ticaret Meslek Lisesi´nde böyle bir sınıf açmayı planlıyoruz. Öğrenciler stajlarını bizim iş yerlerimizde yapacak. Sonra da istihdam garantisi vereceğiz. Bu bölgemiz için bir ihtiyaçtı. Bunun eğitimi de gerekiyordu. Bu sınıfı Ereğli´ye kazandıracağız.

Ambalaj sektörü geliştirilemez mi?

Herkes her işi yapacak diye bir kaide yok. İşletmeler uzmanlaşarak aşama kaydediyor. Niye ambalaj üretilmiyor diye girilemez bu işe. Ama bu işte uzman firmalar OSB ye davet edilebilir. Sektörel çeşitlilik artırılabilir. Parsel üretiminin zor olduğu bir yer OSB´miz. Bunu da göz önünde bulundurarak bu girişimler düşünülebilir. Tabi rastgele sektörler değil de bizi ithalat bağımlılığından kurtaracak sektörlere açık olmamız gerekli. MÜSİAD´ın böyle bir çalışması var. Hangi bölge hangi üretime uygun. Bundan bölgemizde faydalanacaktır.

TSO adayları Erdemirle birlikte ortak proje geliştirebilir. Tabi ki birbirini küçümsemek yerine. Ortaya proje koymaları daha doğru olur. Bunu yapmalarını isteyebiliriz.

MÜSİAD olarak küçük sanayi sitelerinde rol model olabilir misiniz?

Bu beklentilerle ilgili bir durum. Biz küçük çaplı imalat sanayinde küçükten başlayıp büyüyen işletmelere dönük bir çalışma sürdürüyoruz. 500 ile 800 metre arasında kapalı mekanlara ihtiyaç tespit ettik. Bu konuda bir kooperatif kurma düşüncemiz var. Ancak henüz yer bulamadık. Bu arayışımız devam ederken Alaplı OSB´nin altyapı çalışması başladı. Yasada OSB´lerin yüzde 10 küçük sanayilere verilebilir deniyor. Biz de Alaplı OSB´den bu açıdan faydalanmak için bir kooperatifi kurduk. Yakın zamanda ödememizi yapacağız ve yer tahsisi gerçekleşecek. Bu iş yerlerinde tamamen imalat yapılacak. Organize sanayinin biraz daha küçüğü küçük sanayi sitelerinden de biraz büyük. Böyle düşünülebilir.  Bu girişim üyelerimize biraz daha nefes aldıracak. Ereğli OSB de boş parsel olsaydı aynı çalışmayı orada da gerçekleştirirdik. Ama açık parsel şu an yok.

Talaşlı imalat sektörü bölgedeki yeri

Bu konuda Zonguldak´ta 50´ye yakın işletme var. Bunun 40´a yakını Ereğli ve Alaplı´da. Daha çok OSB de yer alıyorlar. Bölgede yapılacak stratejik ürünlere dönük yatırımlarda bu arkadaşlar da tedarikçi olabileceklerdir.

Bölgesel teşvik…

MÜSİAD olarak bu konuda öncülük etme şansımız yok. Ancak bir çalışma olursa parçası oluruz. Sektörel teşvik bence mümkündür. Belki bölge olarak değil ama sektörel teşvik olabilir. Sağımızdaki solumuzdaki şehirler kalkındı gitti. Bizde de gerçekten buna ihtiyaç var. Çok iyi yerde değiliz. Teşvike engel olan unsurlar var. TTK´nın zararları, bankalardaki mevduatların fazlalığı ve benzeri. Bu tür mevduatların teşvike engel olduğu söyleniyor. Ama kurumların, vakıfların bireylerin bankadaki mevduatı sanayicinin, tüccarın işine yaramıyor ki. En azından teşvik bölgelerinin ilanı dönüşümlü olarak yapılabilir. Belli dönemlerde belli sektörler dönüşümlü olarak teşvik edilebilir. Ama buna yerel dinamiklerin talepkar olarak gündeme getirmesi gerekir. Alanlar, talep ettikleri için alıyor. Örneğin Düzce hepsi bir araya gelip dayatıyor ve alıyor.

Biz kurum olarak gerekli mecralarda gerekli yerlere iletiyoruz. Ama top yekün olmalı sadece MÜSİAD´ın istemesiyle olmaz. Bir de birimizin istemine diğeri yersiz bir talep demeden destek vermeli. Ancak böyle başarılı olunur. Birbirimizin arkasında değil de ayn yana yürümeliyiz. TSO´nun ve meslek kurumlarının komiteleri var. Onlar vasıtasıyla çalıştaylar düzenlenebilir.

Bu konuda milletvekilleriyle sonuç alınamaz mı sizce?

Öyle bir düşüncem olmadı hiç. Faruk Beyle birkaç kez görüştük. Biz de MÜSİAD´a davet ettik. Beraber çalışalım dedi. Muhalefetten veya iktidardan milletvekillerimizle zaman zaman kurumsal veya ferdi görüşüyoruz.

TSO yönetimine aday mısınız?

Değilim hiç de olmadım. Herkes her yerde olmak zorunda değil. Orda belli birikimi olan bu birikimle gelen arkadaşlar var. Onların içinden bu şekillenecektir.

İş adamlarının, çarşı esnafının şu an vermekten çok almaya ihtiyacı var. Zor günler geçiriyor. Dövizdeki dalgalanma ve benzeri nedenler. Bunlara bir çözüm üretmemiz gerekir.

TSO da mevcut yönetim devam etse sorunları çözebilir mi? Teşvik gelir mi?

Ben seçimlerin yapılması taraftarıyım. Onlar kalsın tarzı değil de. Seçim sonucunda görev aldık hakkını verelim tarzı bir sorumluluğun altına girmeleri gerekir. Seçimlerden sonra ben bir sinerji oluşacağını ve şehrin ihtiyaçlarına göre çalışacaklarına inanıyorum. Bu konuda biz MÜSİAD olarak seçilen arkadaşlarla işbirliğine hazırız.

Siyasetçi olarak Sezer..

Sadece MÜSİAD referansıyla siyasete girmedim. Zaten bu da yetmez. Liyakat ve uygun zaman olmalı. Bence en önemlisi liyakattir. Siyaset farklı bir alan. Demek ki benim açımdan siyasi denemelerimde yeri ve zamanı gelmemişti. Milletvekili aday adayı oldum. Belediye başkanlığı için hiç başvurmadım ama geçen dönem adım geçti. Aday olmamamın nedeni birinden korkmam veya çekinmem değildi. Korkacağımız tek yer var. Kimse de kimseden korkamamalı.

Şehrin yüzde 55 iskansız mı?

İskan bir ihtiyaç. En az yapılaşma kadar. Ama eski dönemlerde iskan almak için bir zorunluluk yoktu. Yerel idare bunu aramıyordu. Ama şimdi iskansız bir binaya elektrik su aalmanız mümkün değil. Yaptığınız binayı satamazsınız oturamazsınız. Ama eski dönemlerde bu çok da zorunlu değildi. Öyle bakmak lazım. Zaten kentler de artık yenileniyor ve bu oran giderek düşüyor.

Halil Posbıyık dönemi….

İnsanlar çekindi korktu diye aday olmamazlık etmedi.  Ben de 1995´ten beri Ereğli´yi gözlüyorum. Herkesin kendi döneminde Ereğli için yaptıkları vardır. Bence Ereğli´yi büyütecek projeler lazım ama ben 20 yıldır böyle bir proje görmedim. Ereğli´de yeni bir bulvar açıldığını hiç duydunuz mu? Çetin Apatay 80´li yıllarda açıldı o kadar. İşte kenti raahtlatacak bu türden projeler gerekir. Bence projeniz varsa kaynak bulursunuz. Ama önce proje.. Bunu yapanlar ancak kazanır ve yenden yenden kazanır. Halil Bey ilk dönemlerde yaptıkları sayesinde tekrar seçildi. Ereğli´yi artık biraz büyütmek lazım. Bu ikinci bulvar olur, ikinci bir ulaşım ağı olur. İşte Bağlık Mahallesi nerdeyse bir ilçe büyüklüğünde ama ciddi ulaşım sorunları var.

Hüseyin Uysal´a gelirsek. Siyaset zor bir iş. Ekip işi. O ortamı koşulları yakalamak lazım. Belediye Başkanı oldun birinci gün başarı beklememek lazım. Ama daha iyi şeyler olabilirdi. Yaptığı güzel şeyler de var.. Ama daha güzel de olabilirdi. Pazaryerinde aynı alanda eski proje revize edildi. Yeni bir proje değil. Bir iyileştirme projesi.

Belediye Başkanlığına aday mısınız? Hangi Parti?

Benim Partim belli önce onu söyleyeyim. Ak Partiliyim. Olursam Ak partiden olurum. Aday adayı olacağım. Süreç başlamadı ama bu dönem aday olmayı düşünüyorum. Meclisi düşünmüyorum. Meclise aday olabilecek birçok arkadaşım var. Ben kısmetse başkan olarak hizmet etmek isterim.

Adaylar projelerle çıkmalı. O iyi bu kötü değil de. Bir projeyle çıkmalı. Ben de aday olursam mutlaka projelerimle çıkacağım. Seçilince de yapmalıyız bu projeleri. 1995´ten beri Ereğli´nin içindeyim. Mesleğimden dolayı da bu işi yapabileceğimi düşünüyorum.

TSO da ne taraftasınız?

Ben bir kurumun başındayım. Bunu deklere etmem doğru değil. Bir tarafta da değilim. Kişisel olarak gittiğim toplantılar vardır, olabilir. Ama kurumsal olarak asla bir tarafta değilim. Arkadaşlarımız da kurumun adını karıştırmadan bunu yapmalı. Ama ben de şahıs olarak gönülden birisini destekleyebilirim.

KONFERANSA ÇAĞRI

Sezer programda ayrıca MÜSİAD tarafından yarın düzenlenecek panele katılm çağrısı yaparak, ´´yarın akşam bir panelimiz var. MÜSİAD 2. Başkanı Ali Bayramoğlu´nu yarın AKM´de 28 Şubat´ı anlatacak. O dönem yarılananlardandı. Ben tüm Hemşerilerimizi yarın saat 19.00´da AKM´ye bekliyoruz´´ dedi.