Turpçu: ´´Krizin faturası emekçilere ödetilmemeli´´

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 4-8 Ocak 1991 Büyük Madenci Yürüyüşü´nün 26. yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, ´´OHAL ile yönetilen ülkemizde, terör ve sınırımızda savaş ortamında, başta madenciler olmak üzere tüm emekçilerimizi zorlu bir toplu sözleşme dönemi bekliyor. Umarım, 4-8 Ocak Büyük Madenci Yürüyüşü örnek olur ve krizin faturası emekçilere ödetilmez´´ dedi.

Turpçu açıklamasında, hükümetin tasarruf yılı ilan ettiği 2017 yılında emekçileri zorlu bir szöleşme dönsminin beklediğini belirtti.

1990´lı yıllara damgasını vuran büyük madenci yürüyüşünün bugün emekçilerin hak arama mücadelesine ışık tutmasını dilediğini ifade edenTurpcu açıklamasında şunları kaydetti:

´´4-8 Ocak Büyük Madenci Yürüyüşü, emek mücadelesinin, örgütlü dayanışmanın ne denli önemli olduğunun tarihte iz bırakmış, zihinlere kazınmış en belirgin örneklerindendir. Hükümet, 12 Eylül döneminin getirdiği yasakların rahatlığıyla, toplumun baskı altına alınmasıyla maden işçilerinin taleplerini görmezden gelmiştir. 

36 gün eşleriyle, aileleriyle birlikte Zonguldak`ta seslerini duyurmaya çalışan madenciler, iktidarın duyarsızlığı sonrasında, Zonguldak halkının, demokratların ve devrimcilerin desteğiyle, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizer´in önderliğinde Ankara`ya yürüyüşe başlamıştır. Benimde içinde bulunduğum, 150 bin Zonguldaklının bu yürüyüşü ülkemizin işçi sınıfı mücadelesine damgasını vurmuştur. Çünkü bugün sadece madencilerin değil, onların önderliğindeki Zonguldak´ın ayağa kalkmasının ve yüzbinlerce kişinin çok zor koşullarda harekete geçip yılmadan yola devam edişinin öyküsüdür. Aslında o gün yürüyen tüm Zonguldak kentidir.

Aynı zamanda 12 Eylül sonrası dönemin en büyük emekçi dayanışması ve hareketi olan `4-8 Ocak Büyük Madenci Yürüyüşü` madencilerin kararlı duruşuyla bütün dünyada ses getirmiştir. 150 bin kişinin katıldığı eylemde kimsenin burnu kanamamış, bu haliyle de demokrasi tarihinin altın sayfasında yerini almıştır.

Bugün yine, yeni bir toplu sözleşme dönemine gelmiş bulunuyoruz. Hükümet 2017`yi `tasarruf yılı` ilan edip, Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) başlattı. Bununla birlikte ekonomik kriz beklentisiyle, asgari ücret reel olarak geri çekildi. Bu koşullar altında, OHAL ile yönetilen ülkemizde, terör ve sınırımızda savaş ortamında, başta madenciler olmak üzere tüm emekçilerimizi zorlu bir toplu sözleşme dönemi bekliyor. Umarım, 4-8 Ocak Büyük Madenci Yürüyüşü örnek olur ve krizin faturası emekçilere ödetilmez.

Bu duygularla; emekçilerimizin hak arama mücadelesinin bu günlere ışık tutmasını diliyorum. 1990´ların hak mücadelesi kazanımlarını bugün yeniden düşünme gereğini hatırlatan, emeğin başkenti Zonguldak´ı tarihin altın sayfalarına yazdıran emekçilemize ve tüm Zonguldaklı hemşehrilerime bir kez daha saygıyla selam olsun diyor; sendika lideri, Türkiye işçi hareketinin değerli önderinden, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizer´i saygı ve rahmetle anıyorum.´´