KAYMAKAM VE BELEDİYE BAŞKANINA ÇÖZÜM ÖNESİRİDİR!

Yaşam kalitemiz düşürülüyor. Vaktimiz çalınıyor. Yorgunluğumuza yorgunluk katılıp direncimizi test ediyorlar. Toplumca sinirli halimize bir de trafik sorununu ekliyorlar. Çözülmesi gereken sorun çözülmüyor. Bu son yazdığım ‘çözülmüyor’ sözü bu sorunu çözmesi gerekenleredir; sakın incitici gelmesin. Zira çözmüş olsaydınız çarşıdan kepeze 55 dakikada gidilmezdi.

Genel ve yereli yönetenleri sert üslupla eleştirmek tabiatım asla olmadı ancak yaşanan sıkıntı karşısında üslup korumam da pek mümkün gibi durmuyor.

Sayın kaymakam ve pek değerli belediye başkanı. Trafik sorununu neden çözemiyorsunuz? Nedeni ne? Gerçekten merak ediyoruz. İcraatınız mı yok? Var da icraatı gerçekleştirecek paramız mı yok? Radikal kararlar düşündünüz de vatandaş ve esnaftan tepki almaktan mı korkuyorsunuz?

Gerçekten söyleyin niye çözülemiyor bu trafik sorunu? İçinizden çalışmak mı gelmiyor? Yoksa diğer meselelere çok çalışmaktan trafik meselesini çözmek için vakit mi kalmıyor? Olabilir. Öyle ya; personel azdır, sorun çoktur, ödenek kısıtlıdır. Buysa lütfen açıklayın ve insanlar bilsin. İnsanlar, sizden gelecek açıklamaları kendi insaf terazilerine koyup tartsın. Ya “yahu onlar ne yapsın, bu işi çözmek imkansızmış” deyip kaderlerine razı olsun ya da seslerini yükseltip haklarını arasın. Trafikte gergin geçen sürenin uzamamasını istemek haktır.

Bu yazımda, çözülmeyen trafik sorunundan bir kez daha söz etmek isterim. Ereğli’de, trafikte boşuna harcanan zamanın getirdiği sinir bozucu etkisine kim dur diyecek? diye sormayı yeniden istedim. Ancak bu yazının bir farkı olacak, çözüm önerimi de aktaracağım. Birazdan okuyacağınız önerim, eminim sizde de karşılık bulacaktır.

Kaç kaymakam gitti-kaç kaymakam geldi. Kaç belediye başkanı değişti-aynı başkan kaç kez yeniden seçildi. Emniyet müdürleri-trafik amirleri… Belediyede ulaşımdan sorumlu hizmet müdürleri… Şoförler odası, otobüs kooperatifi başkanları…

Dikkat ettiniz mi? ‘Şoförler odası’ haricindekinin hepsinde çoğul eki var. Geldiler, gittiler. Bugüne kadar hepsi, trafik sorununu çözeceklerini söyledi ama çözemediler.

Çözemiyorlar; çünkü, bana göre, bu sorunun boyutunu derinlemesine anlayamadılar. Anlayamadılar, anlasalar ortada sorun kalmazdı. Hepi topu bir Ereğli. Kırsal hariç şehirde yaklaşık 125 bin insan yaşıyor. Öyle ‘büyük’ denilemeyecek bir Karadeniz Ereğli. İstanbul-Ankara değil ki…

Her bir otobüs durağı arası sanırsın Acun’un survivor parkuru. Sabah ve akşam saatlerinden Ereğli Ereğlilikten çıkıp Bulgar hududuna dönüyor. Dur babam dur, bekle babam bekle. Çarşıdan Devrekyolu kavşağına 30 dakikada gidilir mi yahu! Ömerli’ye neredeyse bir saat…

Bilirsiniz illerde-ilçelerde trafik güvenliği ve düzeniyle ilgili ön karar almak üzere kurulan trafik komisyonları var. Başkanı kaymakamdır. Belediye başkanı, ilçe jandarma komutanı, emniyet amiri-ilçe trafik birim amiri komisyonun üyeleridir (bildiğim bunlar). Görevleri trafik sorunu çözmek. Yıllardır çözülemeyen trafik sorunu…
Hiç ‘çalışmıyorlar’ demiyorum, ‘çözemiyorlar’ diyorum. Sorunu azaltmak, önlemek için etkin kararlar almak; ne yapıyorlar? Hem de yıllardır... Özür dilerim ama çözmek zorundasınız.
Farklı durumda söylenen ‘aynı yolun yolcusuyuz’ deyimi buraya cuk diye oturdu. Sizde aynı trafik sorunun birer mağdurusunuz. Tıpkı, halk otobüsünde evine gitmeye çalışan yorgun 40 yolcusundan biri gibi.

ÖNERİM ŞUDUR:
Geleyim önerime. 46’lık olmaya şu kadar kalmışken bu öneri, sorunu yekten çözmeye yetmeyecektir fırkandayım. Yarayı biraz kanatıp, biraz da acıtmak belki silkelendirecek, az da olsa batikonlu sargı bezi etkisi yaratacaktır ümidimle yazıyorum.

Ereğli’de 114 tane halk otobüsü var. Günde 1200 sefere çıkılıyor. 31 mahallenin her birinin sınırı içinde yaklaşık 10 ila 30 durak var. Bir günde 30 bin yolcu götürülüp getiriliyor. Her halk otobüsünün önünde kamera var. Yolculuk anlarının tamamını kayıt altına alıyor. Çift sıra parkları, arabasını durak içine bırakanları, ışık ihlali yapanları, kavşaklardaki rezilliği yani ne varsa hepsini kaydediyor. Trafik sorunu denen şeyin yarısı zaten bunlar değil miydi?
Avrupa’nın farklı şehirlerinde yaşayanlardan sıkça duyduğum şu sözü hatırlatmak isterim: “Hadi burda yapta göreyim, polis gözünün yaşına bakmaz.”

Bizim polis de gözyaşına bakmasın. Görüntüler Ereğli Çilek halk Otobüsleri Kooperatifi’ndeki bilgisayarda depolanıyor. Her kim trafiğin akışına engel oluyorsa, kamera görüntülerini izleyerek plakalara ceza kesilebilir.
Bu kayıt sistemin bir şifresi var. Yani kolluğun kooperatife bir kere bile gitmesine gerek yok. Şifreyi alıp polis merkezinde görüntüleri izleyebilir. Sabah iş ve okul gidişleri ile akşam iş çıkışı saatlerine bakıp, gördükleri usulsüzlüklere ceza yazabilirler. Bakın; Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan polis sayısının ne kadar az olduğunu yıllardan beri duydum. Bunu dile ve kaleme getirmişliğim var. İşleri gerçekten çok zor. Ortada bu kadar kendini bilmez şoför ve sürücü varken hepsine yetişebilmeleri büyük dert. Otobüs kamerası görüntülerini izleyip cezalandırma yöntemi ile hem alandaki polis rahatlayacak hem de polis otolarının harcadığı yakıttan da tasarruf edilebilir.

Bunun üzerine; sıkışıklığa neden olduğu öne sürülen birkaç kavşak kapatırsa, birbirine çok yakın iki duraktan biri iptal edilirse, bazı güzergahlarda tek yön uygulanırsa trafik sorunu çözülmez mi?
Erdemir Caddesi’nden Hatip Sokağa çıkan o kavşağa dal-çık neden yapılmıyor?
İstanbul Yolayrımı’nda, o fırının yanından yukarı çıkılan yol neden tek yön yapılmıyor?