ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

YAP, İŞLET; BENCE DEVRET!

   
Şafak NEGÜZEL - MESELENİN HALLİ Şafak NEGÜZEL MESELENİN HALLİ

Karadeniz Ereğli’de çocuk yıldırıcılığı yaşanıyor. Son iki-üç yıldır peyda olan, guruplar halinde kentin farklı noktalarında görülen, yaşları 6 ila 14 arasında değişen dörtlü-beşli guruplar halindeki bu çocuklar, çıldırmışçasına davranıyor. Ona buna sataşıyor, birbirlerine saldırıyor, bağırıp çağrışıyorlar.
Yoldan geçen arabaları taciz ediyor, hareket halindeki pikapların kasasına yapışıp ayakkabı tabanlarını kaydırarak belaya gel gel ediyorlar. Harcadıkları o kadar enerjinin(!) maaliyetini ise; anaları değil-babaları değil gözlerine kestirdiklerine yüklüyorlar. ‘Abiii bana şurdan tavuk döner alsana’, ‘ablaa garnım aç’…   Para istiyorlar. Açık sözlüler de: Kişisel ihtiyaçlarını söylüyorlar; ‘Üşüdüm mont alsana bana abla’, ‘evde çayımız yok abi’… Hatta bir tanesi bir gün yanıma gelip, ona çiğ tavuk almamı böylelikle evdeki kardeşini doyuracağını söyledi.

Yazıya konu çocuk olunca, kelimelerimi dikkatli seçmek istiyorum. Kan aynı kan olmasa da çocuklar hepimizin çocukları elbette. Sonuçta geleceğimizi inşa edecek onlar. Kim bu çocuklar? Nasıl gruplaştılar? Aileleri var mı? Nerede yaşarlar? En önemlisi; şapkadan çıkar gibi bir anda ortaya nasıl çıktılar? Amerikan çeteleri gibi Ereğli sokaklarını nasıl birbirlerine pay ettiler? Durum vahim. Çılgın çocuklar çevrelerine zarar vermeye başladı. Çok küçükler. Gördüklerimin en küçüğü belki 6 yaşındaydı. En büyüğü de 16.

İş Bankası önünde toplanıyorlardı. O zaman gazete ofisim orayı gören bir noktadaydı. Bunların anne, teyze, hala ya da her kimseler bir takım kimse; Murat Taksi’nin yanındaki banklarda oturuyorlardı. Satsınlar diye kız-erkek çocukların ellerine  mendil veriyorlardı. Akan trafiğin içinde bir oyana bir buyana… Gelen geçene ‘abiii mendil alsana’…
Çişi gelen çocuklar, taksi durağı yanındaki o yere gidiyor, PTT binası duvarının dibine ediyorlardı. Kaç kere gördüm sayısını bilmiyorum.
Affedin beni; banklarda camış gibi oturan ebeveynsi o kadınların kabilesine mahsup bu çocuklardan yaşları biraz daha büyük olan başka çocuklar da vardı. Onlar da gelene geçene, hiç kimse olmasa birbirlerine sarıyorlardı. Hep bir gürültü, hep bir karmaşa… Küfür bile ediyorlardı.

HER YERDELER!
Müftü Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi’ni mesken tutanlar da var. Haftanın birkaç günü, saat 22.00 ile 01.00 arası ortaya çıkıyorlar. Yaşadığım yer bura, tanık olmuşluğum çoktur onun için yazıyorum. 4-5 çocuk bunlar. Bağırıyorlar, şarkı söylüyorlar. Dükkan önlerindeki reklam dubalarını alıp geçen araçların önüne atıyorlar. O kadar gürültüye rahatsız olup pencereden doğru kızanlara da küfür ediyorlar. Birinde; belli ki şikayet üzerine gelen bekçi ve polisler ile çocuklar arasında kovalamaca yaşandı. Korkmadılar. Garip garip hareketler yapıp, bekçiye ‘gel gel’ ettiler. Sonra ara sokakta kayboldular.

Kışla Mahallesi sanayi sitesi trafik ışıklarındakiler biraz daha uysal(!) Duran araçların yanına gidiyorlar, para istiyorlar.

En tehlikelileri Yalı Caddesi’nde. Dükkanlar ile cadde arasında kalan ara kısımda, belediyenin koyduğu birkaç bank var. Bunların yaşları büyük ama yine de çocuklar. Kız ve erkekler. Bira içiyorlar. Gelen geçenden de saklamıyorlar şileleri. Bünyeleri ne ki bunların; çok geçmeden sarhoş olup küfürlerrrr nağlaralarrr. E tabi kavgalar. Buradan geçenler ve o civarın esnafı bıktı. Şikayet üzerine şikayet ama polis ne yapsın; onları uzaklaştırıyor, sonra yeniden gelip kaldıkları rezilliğe devam ediyorlar.

SAĞLIK OCAĞININ CAMLARINI KIRDILAR
En son gördüğüm 29 Kasım saat 17.30’daydı. Ereğli Fikri Oğuz Aile Sağlık Mrk. (Meydanbaşı Ana Sağlık Ocağı) arkasında kalan kısım. Yeşillik bir alan burada. Atçıların ganyan doldurdukları, okuldan kaçan kız-erkek öğrencilerin sigara içtikleri, dilencilerin ağaç diplerine kakalarını yaptıkları bir alan burası. Çok yazık; sağlık ocağı var, bir otel var, iş merkezi var. Herkes illallah yani.
Hava karardı kararacaktı. Gazete ofisindeydim. Duyduğum bağırış, çığlık ve cam kırılması sesi ile pencereye koştum. Duyduğum çığlık iki küçük çocuğun gülüşmesiymiş. Meydanbaşı yokuşunda dilencilik yaptıklarını sandığım iki çocuk, sağlık ocağına ait bir yapının camlarını kırdılar. Kazaklarının kollarını uzatıp ellerini içine sokarak her bir cama yumruk attılar. Bir ara o alana gelen bir kadının yanına gidip bir şeyler söylediler. Oralı olmayan kadını rahat bırakan iki çocuk, kıramadıkları camları kırmaya devam etti. Yakınlarından geçen birkaç kadına da bulaşan çocuklar, kadınlara ‘bay bayyy’, ‘eve mi gidiyonuz’ diye seslendi. En fazla 10 yaşındaydılar.

ŞİKAYET OLSUN DİYE YAZMIYORUM
Bakın; böyle kelimeler kullanıp bu durumları yazabilmek benim açımdan hiç kolay değil. Zira; çocuk sahibi olmayı, doğurup sonra sokağa salmak olarak gören ailelerin elinde ziyan olan bu çocuklar, maalesef, şiddet sarmalı içinde birer psikopat olma yolunda ilerliyor.
Saldırganlığa meyilli çocuklar, Ereğli’de kanayan yara haline geldi. Her çocuk iyi eğitim almalı, mutlu ve sağlıklı yaşamı olmalı. Ortak hedefimiz bu ancak bazen, şiddet halleri görülen evlerde büyüyen, yakın aile ve arkadaş çevrelerinde olumsuz örneklere maruz kalan çocuklar yıldırıcı hale geliyor. ‘Çocuktur’ deyip yaptıklarını görmezden gelemeyiz zira yaptıkları düpedüz zorbalık.
Bu çocuklar da diğer çocuklar da hepimizindir. 10-15 yıl sonra kendilerinden çok şeyler beklediğimiz çocuklarımızdır. Ancak iyi yetiştirilmeyen, küfür ve şiddet ortamında büyüyen bu çocuklar için bir şey yapılmazsa, daha da büyüdüklerinde insan, çevre ve diğer hassas konulara karşı tehdit unsuru olan birer yetişkin olacaklar. Bu çok belli. Oysa onlar; geleceğin suçluları değil, geleceğimizi kurtaracak yetenekli, saygılı ve çalışkan yurtsever olmaları gerekir.
Bu çocukların aileleri kim-nerede bulunmalı; ailelerin yapısına göre, gerekirse uzman kontrolünde anne-babalarının elinden alınıp Devlet güvencesi ile büyütülmelidir?
Öyle ya; yap karnını doyurma. Yap sal sokağa mendil sattır. Yap üst-baş alma. Eğitme, kötülük nedir anlatma. İyilik nedir gösterme. Yap, işlet; o zaman bence devret!

 

 

 

 

      



YORUMLAR


Şafak NEGÜZEL MESELENİN HALLİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

KAYMAKAM VE BELEDİYE BAŞKANINA ÇÖZÜM ÖNERİSİDİR!


Yaşam kalitemiz düşürülüyor. Vaktimiz çalınıyor. Yorgunluğumuza yorgunluk katılıp direncimizi test ediyorlar.&nb... Devamını oku >>

İNSANA GEBE ZONGULDAK, ALTIN MI DOĞURACAK?


Festivalin birinde Ereğli insanınının kalbine Halil Posbıyık sayesinde nakşolan rahmetli Michael Jackson’un Earth Song şarkısında ded... Devamını oku >>

“DEVLET SOYULUYOR VATANDAŞ KAZIKLANIYOR”!


Yolsuzluk iddiasının özeti: Mesela ben hastanede çalışıyorum (teknisyen). Sen damak diş taktırmak için hastaneye... Devamını oku >>

AMA HEPİNİZ SESLİ’YDİNİZ EVRİM HANIM! AÇ KAPIYI VEYSEL EFENDİ, BALBALOĞLU GELDİ!


Evrim Balbaloğlu; Karadeniz Ereğli’nin hem doktoru, hem kadın siyasetçisi. İYİ Parti’nin 28. Dönem Zonguldak millet... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

YAP, İŞLET; BENCE DEVRET!
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

34,7611
36,5591
2.951,66

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 9.o

SON YORUMLAR